Cumhuriyetin Kadınlarımıza verdiği değer

Kadınlarımıza Cumhuriyetin verdiği değeri anlamak için 

önce Osmanlıda kadını tanımak gerekir…



Okumak ayıp, gezmek ayıp, yüzünü göstermek günah, 

yüksek sesle gülmek mekruh, kadın kafes ve duvarlar 

arasında mahpustur.


Meşrutiyetin ilanı ile kadınlar kısmen karanlıktan kurtulsa da harem hayatı kalkmaya başlasa da, kafesler baki kalmış çarşafların darlığı peçelerin inceliği ile ilgili Müftü fetvaları eksik kalmamıştır.



Taşralarda ise durum çok daha vahimdir;

Dilsiz kadınlar, 30 senelik gelinlerin henüz sesini işitmemiş kayınpederler vardı çünkü gelin konuşmazdı…


Türk kadınlarının siyasi anlamda özgürleşme hareketi Cumhuriyet döneminde Devlet eli ile yürütülmüş ve Nezihe Muhittin gibi kadınlar Osmanlı döneminden itibaren başlattıkları bu özgürleşme çalışmalarında öncü olmuşlardır.


1930 lu yıllarda Hitler Almanyası ve Mussolini İtalyasında kadının zerre kadar değeri yoktu…


“Kinder – Küche – Kirche”  yani kadın= “Çocuk – Mutfak – Kilise” ideolojisinin altında ezilmekte iken 1926 yılında Türk medeni kanunun kabul edilmesi ile çok eşlilik kanun dışı olmuş boşanma ve çocukların velayet hakları kadın ve erkeğe eşit olarak dağıtılmıştır.


Türk Kadınları 1930’da belediye seçimlerinde 1934’te ise genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı elde etmişlerdi.


Ülkemizde kadınların herhangi bir mücadele vermeksizin kazandığı bu haklar diğer ülkelerde ne zaman alınmış…


Mısırlı kadınlar peçelerini 1910’da atmaya başlayarak Özgürlüklerini almaya çalışmışlardır.



Yine 1910’larda Suriyeli kadınlar peçe örtmeyi ret etmiş ve oy hakkı istemişler ancak kati surette ret edilmişti.


Fransa'da 4 Ekim 1944'de yapılan yasa değişikliğiyle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. 29 Nisan 1945'te ilk defa belediye seçimlerine katılan kadınlar 21 Ekim 1945'te de ilk defa parlamento seçimlerinde oy kullandılar.



1925'de belediye seçimlerinde oy kullanmaya başlayan İtalyan kadınları 1945'da ilk genel seçimlere katıldılar.



Benim merak ettiğim bugün Osmanlı dönemi savunucusu kadınlar, ya dönemi bilmiyor ya da gerçekten siyaset yapıyorlar. Şeriat sistemini savunan bir kadının Afganistan’a, İran’a bakması yeterlidir aslınd.


Dünya kadınları haklarını almak için mücadele etmiş ve kadına dünya da ilk Hakları veren Cumhuriyet’e sahip çıkmaları gerekirken Cumhuriyet karşıtı olmalarına bir anlam veremiyorum…


Şeriat savunan kadınlara baktığım zaman ise Televizyonlarda makyajları dekolte kıyafetleri ise göz kamaştırmakta ve şunu sormadan edemiyorum; 


Çarşafa neden girmiyor, ve kocasının 4 tane kadın almasına rıza gösterebilecek midir?


Tunalı Hilmi 1923'te yapılan toplantıda Kadınların Seçme Seçilme hakkından bahsettiği zaman, mecliste sıralara vurularak konuşmanın önüne geçilmişti...



Meşrutiyet ve Cumhuriyet arasındaki devre Türk Milleti için bir uyanış olmuştur.



Yorumlar